

Ömer, hayatının en zorlu dönemlerinden birindedir: Hem ayrılmak üzere olduğu hamile eşiyle arasını düzeltmeye çalışmakta hem de babasının son isteğini yerine getirmeye uğraşmaktadır. Babasının vasiyeti, köyde kutsal kabul edilen bir ağacın altına gömülmektir. Ancak bu basit görünen dilek, köy halkının ve bürokrasinin direnciyle karşılaşır. Ömer ve babası, hem toprağın hem de geçmişin sahipleriyle yüzleşmek zorunda kalırken, bu yolculuk derin bir hesaplaşmaya dönüşecektir.